Anladım…
Bir
yolunu bulmak istiyor Tuba, kulaç kulaç
içinde yüzdüğü mutluluğunu anlatmanın. Dahası aile mutluluğunu anlatmak
istiyor kendi aile kavramından bağımsız.
Aile bağlarını anlatmayı sever zaten ta ASİ’den beri bizim ASİ’ye.
Kendini
anlatmak istemiyor belki; ama anlatmak istediği mutluluğu en zor yolla anlatmayı
yeğliyor.”Bunu da en iyi 20 Dakika’da anlatırım” demiş olmalı hiç düşünmeksizin
kardeşi yaşındaki cici bir kıza anne olmayı bile göze almış rol gereği 20
Dakika’da. Belki 20 dakikalık bir duraksamadan sonra tüm kaygılarını bir kenara
itip o rolü giyinivermiş, kumaşı aile dokusundan.
Ne
allayıp pullayıp öne çıkarandan giysilere bürünüyor ne alımlı olmak
derdinde. Ne makyaj ne saç baş. Tek şey
var o rolde; gerideki aileye dayanç. Çocuklarına
sevgisi. Eşine aşkı.
Evden
uzaktayken, sevdiklerinden uzaktayken, en ağır şartlardayken bile en azından
aklen onlarla olmak. Ruhuyla, kalbiyle onlarla olmak. İşte tek ve bir tek bunu
istiyor hayatında da rolünde de. Tek bu rolü istiyor.O karaktere bürünmek tüm
dileği. Gerisinde gözü yok.
Anladım…
Tuba, kendi hissettiklerini hisseden birini oynamak istedi. Aile odaklı, eş ve
evlat odaklı bir rolü koymuş olmalıydı zaten aklına, çoluk çocuğa karıştıktan
sonra. Öylesine kaptırdı ki kendini gerçek hayattaki rolüne, öylesine benimsedi
ki anneliği, evinin kadını olmayı; başka
bir rolü iğreti hissedecekti giyindiğinde.
Rol
gereği bir kot, bir bot, bir de kazak giyse de Sevgili minikkulak’ın dediği
gibi; o, ruhunda, damarında, ta yüreğinde
hissettiği rolü giydi 20 Dakika’da.
Başarılar
diliyoruz Tuba.
Acemi
Demirci, 11.03.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder