3 Kasım 2012 Cumartesi

Hepimizdeki aynilik bir gün kesişti; adı ASİ oldu



Hepimiz aynı ve tek bir olguda  bazen aynıyı bazen başkalıkları gördük. Hepimiz ayniliğin birliğinde sevdik ASİ'yi. Bu arada hepimiz başkalıkları yakalayabildik kendi penceremizden bakarken. İşte bu başkalıkları yakalamak bizi zenginleştirdi, ASİ'yi zenginleştirdi. Gönül birliğinde görüş çokluğunu yakaladık. Her okuduğumuz yeni iletide başka ufuklara da yöneldik. Ama "ille"ler hep "ille"  olarak kaldı;

"Çiftlik, Antakya sokakları, Hatay'ın tamamı, tarlalar, yağız atlar, yağmurdan mı ıslanmış aşktan mı birbirine karışmış at binen aşıklar, Hatay mutfağı, terasın esintisindeki içli sohbetler, sabun şenlikleri, çiçekli fistanlar giyen İstanbul görmemiş çiftlik kızları, çapraz takılan gön çantalar, has deriden binici çizmeleri, maşalı saçlar, ASİ'nin yeşil sularının kenarındaki yosunları ASİ'ye'nin  yosun gözlerinde görmek, koyunların meleştiği otlaklar, koyun sürüleri, taş konaklar.

Bunların ASİ'ydi.
Bunların hepsi bizim ASİmiz oldu.
Bunca çokluk tekliğe indirgenince adı ASİ oldu.
Tıpkı bunca ayrı köşelerdeki, ayrı koşturmacalardaki, deniz kenarındaki, göl kenarındaki, dere kenarındaki, okyanus kıyısındaki, bozkırdaki  onca insanın bir sevgide tek bir oluşu gibi.

Acemi Demirci, 15.10.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder