3 Kasım 2012 Cumartesi

Sevdanın adı ASİ’ye ve Demir; Delişmenliğin adı Aslan olursa,


Sevdanın adı ASİ’ye ve Demir; Delişmenliğin adı Aslan olursa,
Bol pantolon etekler giymiş, maşalı saçlı, bazen de lastik çizmeli bir kızın ilk aşkı mıydı bilmem; ama destan gibi aşk olursa, adı da ASİ’ye ile Demir olursa o aşkın,
Kaçakçılık kaçkını hem de taş konaklarda yaşayan bir ağa, bir de dede olursa, adı da Cemal olursa o ağanın,
Hep sevmiş,  ilkinde kaybetmiş, ikincisinde sevilmiş ama kızın abasınca sevilmemiş bir baba gibi baba olursa, adı da İhsansa o babanın,

O ıtırlı yapraklarıyla bir ağaç, bir Defne, bir kız olursa; narinliğin, zarafetin görkemli şölenine dönüşürse,
 Tilkiler bile isimlerinin ışığıyla aydınlanıp, tilkilikten Ziya kaynağına düşer,  pırıl pırıl ışırsa,
İçinde yaşanan acıların tatlılara dönüştüğü, sabırla koruk helva olur atasözünün sanki kendini doğruladığı taştan evli bir çiftliğin adı Kozcuoğlu olursa.

Bir destan adım adım gelmektedir güneyden, bilinmedik bir köyden.
Acemi Demirci, 2010

3 yorum:

Unknown dedi ki...

Demir in hapishane de Melek onu ziyarete geldiğinde görüşe
Çıkarken radyoda bir dalda iki kiraz türküsü çalmıştı. Oradaki bakışı hiç unutamam.birbirlerine olan bakışları zaten unutulmaz ama birbirlerini her düşündüklerinde bile bu kadar mı hissettirilir aşk..

ACEMIDEMIRCI dedi ki...

Baharda gelincikle dolu tarlalarda, dağ esintili teraslardaki konuşmalar, gülüşmeler...

Unknown dedi ki...

Betimlemelerinize hayran oldum.

Yorum Gönder