Biz Asi’yi severken o sevgi kimileyin
sevinçle, kimileyin öfkeyle, kimileyin üzüntüyle çeşnilendi. Asi’de her
duygunun rüzgarı esti. Fırtına gibi deli deli esen sadece sevdaydı. Nefret;
gizli de olsa içte bir yerlerde saklanan senelerin kini, iftiraya uğramış
olmanın kederi, anababa, evlat sevgisi; her şeye rağmen, herkesi karşına alarak
sevgini yaşatmak dik duruşu; herkesten, elalemden gizlenen bir sırrı içinde
saklama yükü, hatta en sonunda bu duygusal geçişlerin ardından Demir’in
hepimizi üzen bir camekân ardındaki görüntüleri, Asi’deki duygu çokluğundan
bazılarıydı.
İlk sarsıntımız Asi’ye ve Demir’in
ayrılığında oldu. Bu ayrılık beş yıl sürdü. Neyse ki biz beş yıl beklemedik
ekran başında yeniden bir araya gelsin bizim keçiler diye. Senaristler çaresini
kolaylıkla buldu. Haftaya dizide bir bant vardı, “Beş yıl sonra” diye yazan.
Beş yıl sonra Asi’ye’nin Demir, demirle
dağlamıştı yürekleri. Demirle dağlanmış gibi yanmıştı içler. Demir,
sevenlerinin başta duası, sonra sevgisi ve sevdiklerine sarılabilmek arzusuyla
iyileşti.
Biz önce nefrete sonra çekişmelere
ardından da bir illete karşı mücadelede Asi’nin demir gibi Demir’ini bildik
sevindirici sonlar olarak. Sanki sanal değil de essahmış gibi iyileşmesi için
dua bile ettik. Yani senariste çağrılarda bulunduk, başka türlü bir sonucu
kabullenemeyeceğimizi yazdık, çizdik. Onlar da kulak vermiş olmalılar
isteklerimize. Sonuç sevindiriciydi.
Sonuç, sonuçta bir sanal iyileşmeydi.
Gerçek hayattakiler için de sanal Demir için ettiğimiz dua kadar dua
edebilmemiz ne iyi olur. Gerçekte Demir gibi mücadele verenler, Demir ile aynı
illete karşı savaşanlar var. Onların hepsine de Allah, Demir’in yaşadığı ve
yaşattığı mutluluğu nasip etsin. Topluca “Amin” deyişimizi duydum sanki. Bizler
de belki yakınlardan belki sağdan soldan iyileşme öyküleri duyarak sevinelim.
Tüm iyilikler ve iyileşmeler herkesin
olsun.
Acemi Demirci, 001.11.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder