Hep yazıyorum;
“Bir dizi izledim hayatımda bir dizi
değişiklik oldu” diye.
Bir diziye müptela oldum ilkin.
Yetmedi, o dizi hakkında tüyo bile
aradım.
Yetmedi, bir sitede yazdım. Sonra bir
başkasında
Buralara kadar sürdü yolculuk o günden
bu güne.
Ama görüyorum ki ASİ’nin notaları
kulaklara gelip, Hatay’ın ovaları, dağları, mısır tarlaları, dar sokakları,
konakları ve ille de çiftlikleri gözlerden ruha dolduktan sonra ASİ bitmez bir
yolculukmuş. Bu, ASİ’nin kaderiymiş. Tabii asiseverlerin de.
Ve o yolculuğu yapan tek biz değilmişiz
meğer.
ASİ’ye de o yolda yolcuymuş. Bugün
öğrendim.
Lastik çizmeli ASİ’ye, ASİ’ye döndü; Hatay’a döndü; Hatay’da
sevdalanan kıza büründü.
ASİ ‘ye gelin oluyormuş.
ASİ’den biriyle, Hatay havasını o
muhteşem çiftlikte birlikte soludukları biriyle. Bir Ankaralı’yla.
Hatay’da Ziya olan Ankaralı Onur ile
İstanbul’da evleneceklerini duyurmuş ASİ’ye…
Pamuk yüreğinde demir sevda taşıyan
biriyle.
ASİ’ye, Demir’ini bulmuş.
Su katılmamış çelikten bir aşka yol
tutmuş.
Evliliğe baş koymuş.
Anneliğe gelir belki sıra.
Asyalar doğar belki İstanbul’un Avrupa
yakasında.
ASİ renkli gözleri olur bakarsınız.
ASİ kesilir kör kavgalara, kara
duygulara.
ASİ kesilir nefretlere, kinlere.
Yeşeriverir bir küçük kız İstanbul’da,
Hatay ‘a dayanan temeller üzerinde.
Hatay’ın ovaları bereketli.
Pamuk üretir, maydanoz üretir, narenciye
üretir, ekin üretir.
Hatay’ın toprakları bereketli.
Sevda tohumlarını saklar sabırla.
Rüzgarla taşır, yağmurla taşır tohumları
Hatay’dan ta uzaklara.
Bir de bakarsınız bir sabah İstanbul’da
boy verivermiş o tohumlar.
Asi Nehri’nden, Boğaz’a yüzüp gelmişler;
bir beklenmedik sevda olarak açıvermişler ASİ’den üç yıl sonra.
Hayırlı haberlerle.
Acemi Demirci, 11.07.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder