Sevdanın adı ASİ’ye ve Demir;
Delişmenliğin adı Aslan olursa,
Bol pantolon etekler giymiş, maşalı
saçlı, bazen de lastik çizmeli bir kızın ilk aşkı mıydı bilmem; ama destan gibi
aşk olursa, adı da ASİ’ye ile Demir olursa o aşkın,
Kaçakçılık kaçkını hem de taş konaklarda
yaşayan bir ağa, bir de dede olursa, adı da Cemal olursa o ağanın,
Hep sevmiş, ilkinde kaybetmiş, ikincisinde sevilmiş ama
kızın abasınca sevilmemiş bir baba gibi baba olursa, adı da İhsansa o babanın,
O ıtırlı yapraklarıyla bir ağaç, bir
Defne, bir kız olursa; narinliğin, zarafetin görkemli şölenine dönüşürse,
Tilkiler bile isimlerinin ışığıyla aydınlanıp,
tilkilikten Ziya kaynağına düşer, pırıl
pırıl ışırsa,
İçinde yaşanan acıların tatlılara
dönüştüğü, sabırla koruk helva olur atasözünün sanki kendini doğruladığı taştan
evli bir çiftliğin adı Kozcuoğlu olursa.
Bir destan adım adım gelmektedir
güneyden, bilinmedik bir köyden.
Acemi Demirci, 2010
3 yorum:
Demir in hapishane de Melek onu ziyarete geldiğinde görüşe
Çıkarken radyoda bir dalda iki kiraz türküsü çalmıştı. Oradaki bakışı hiç unutamam.birbirlerine olan bakışları zaten unutulmaz ama birbirlerini her düşündüklerinde bile bu kadar mı hissettirilir aşk..
Baharda gelincikle dolu tarlalarda, dağ esintili teraslardaki konuşmalar, gülüşmeler...
Betimlemelerinize hayran oldum.
Yorum Gönder