Hepimiz tilkiyiz. Hem de adamakıllı. Tilkiyiz
dediysek, Hinlik, cinlik bakımından değil. Dön dolaş kürkçü dükkanına gel
bakımından. Teşbihte hata olmaz.
Hepimiz ayrı kentlerin insanlarıyız. Ayrı
iklimlerden, ayrı zevklerden. Aynı güneşin, ayrı ayrı doğduğu sabahlarda
uyanırız. Kimi puslu, kimi bulutlu. Kimi şehirlerde güneş pırıl pırıl ışır. Kiminde
denizden doğar güneş, kiminde dağların ardından, kiminde ovadan. Kimimiz
okyanus sesi dinler, kimimiz deniz dalgasının sahile vuruşunu. Kimimiz göl ya
da ırmak kenarındadır kimimiz bozkırın ortasında. Ama herkesin kürkçü dükkanı
birdir; döner dolanır oraya gelirler. Tilkiler gibi. Yani buraya. Kürkçü
dükkanımız, ASİ çatılıdır, çayır çimen, çiftlik, tarla, koyun kuzu, dağ bayır,
sevdaya dönüşen kinler, şenlikler temellidir..
İster puslu havanın altında olalım ister bulutlu.
İster yağışlı ister güneşli. Bir ayağımız burada.
Tilkinin kırk hikayesi varmış. Kırkı da tavuk
üzerine. Bizim de tilki gibiler olarak kırk hikayemiz var. Kırkı da ASİ
üzerine. Gel de şimdi “hepimiz tilkiyiz” deme.
Acemi Demirci, 11.11.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder