Oysa biz izledik.
Bizim masalımız bir diziydi çünkü.
Büyüklere masalların en güzeliydi.
Masalın “bir varmış”ı en hasından
sevgiydi.
İntikam yeminlerini bile deviren bir
sevgi.
Katıksız, halis. Üçüncü şahıslarla
kirlenmemiş.
Saf, arı, billur gibi.
Pınar gözesi gibi, taze su kaynağı gibi.
Hatay dokusuyla süslü.
Masalımızın “bir yokmuş”u kindi,
nefretti.
O yüzden saftı. Naifti. Apak,
dupduruydu.
Su gibi.
Masallar uykudan önce dinlenir
çocuklarca.
Biz uykudan önce izledik oysa
yetişkinlikte.
Uyku tutmadı bazen masalın ardından.
Onlar mutlu olamadıkça gözümüzü
kırpamadan sabahladık.
Masal deyince hep bin bir gece masalları
gelir aklımıza.
Oysa bizim masalımız haftada bir kez
anlatılanlardandı.
Bin bir gece masallarına hiç mi hiç
öykünmedi üstelik.
Bizim masalımız yetmiş bir kez
anlatıldı.
Bin bir gece masalları, bin birinci gecede
sonlanır.
Bizim masalımız yetmiş birinci haftada
bitti bitmesine de;
Binlerce gündür anlatılagelmekte ağızdan
ağıza ya da kalemlerce.
Acemi Demirci, 12.07.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder