Asi’yi hatırlasak mı biraz.
Son günlerde sitemizde yer alan 2:22 dakikalık
klipler ile hasret gidermeye çalıştığımız Asi dizisinin bu denli bereket
yağdıran bir dizi olabileceğini hangimiz tahmin edebilirdik.
Önce Hatay sevgisi gelişti Asi dizisini
izleyenlerde. Neyse ki Asi dizisi başladığında biz hiç görmediğimiz Gaziantep
ve Hatay için hemen birkaç hafta içinde karşılayacağımız bayram için turda yer
ayırtmış ve mozaik müzeleri hakkında internette çoktan araştırmaya başlamıştık.
Sonra mısır tarlasında gezinenleri gördüğümüz ön tanıtımıyla Asi dizisini
izlemeye karar verdikten sonra dizinin Hatay’da çekildiğini fark edip, Hatay
gezimiz için veriler toplayalım dedik.
Oysa ki çok iyi biliyoruz ki tur programı tamamen dolu ve zaten bize
yeteri kadar güzellik de gösteriyorlar.
Bayramın ilk günü
Gazi Antep’e gitmiştik. İlk kez görüyorduk bu kadar doğuyu.
İyi ki gitmişiz, büyülendik.
Her şey çok farklı ve güzeldi, beklediğimizden çok
daha iyisini bulduk.
Yermekler anlatılacak gibi değildi, lezzet küpüydü,
mimari karşısında nutkum tutuldu. Resim çekmekten seyretmeye vakit kalmadı
desem yeridir etrafı.
Tur otobüsümüzde önümüzde iki şirin genç hanım
oturuyordu. Bu tura katılmaya, Asi
dizisini izledikten sonra karar vermişler. Biri Demir’e aşıktı genç hanımların
, diğeri de Hatay’da, şehrin içinde, bir göbekte, çevredeki binaların arasında
küçücük kalmış aşk tanrıçası Tike’nin heykeline.
Hatay’ı gezdikten, yemeklerini tattıktan sonra Asi
dizisine olan bağlılığım daha arttı. Dizide gezdiğimiz yerleri görünce
heyecanlanıyor ve orayı ismiyle hatırlıyor olmaktan mutluluk duyuyorduk.
Asi dizisi harika bir ortamda, Hatay’ın olağanüstü
güzellikleri, eskilerden kalma nefis mimarisi olan evleri, duvarların arkasına
saklı küçük fıskiyeli havuzları olan nefis ve serinletici bahçeleriyle taş
konaklarıyla muhteşemdi.
Metropollerde, bloklarda, apartman daireleri içinde
kendisini bir konsolun çekmecelerinden birisine tıkılmış gibi hisseden
insanların, tam da başka hayatlar da varmış diye düşüneceği cinstendi her yer
Hatay’da.
Asi’yi çok sevdim/sevdik. Erdemli, katıksız bir
sevgi ile süslenmişti öykü. Sevgiyi sevdik Asi dizisinde. Sevilesi cinsten bir
sevgi vardı. Katlanmayı bilen, başı dik, taviz vermeyen.
Asi demek sadece iki oyuncu demek olmadı benim için
yani Asi ve Demir’e indirgemedim diziyi. Şu gerçek ki o iki oyuncudan
başkasını, o iki rol için asla düşünemiyorum, yakıştıramıyorum. Aslında sadece
o iki rolün oyuncularını değil, anne rolündeki oyuncu dışında tüm oyuncuları
tamı tamına o rolde görmeyi isterdim yine.
Asi bize çok şey sundu sunulanların hiç birinde
olmayan. Bize entrikalarla dolu bir aşk, hile, hurda içinde ilişkiler, aldatma,
ihanet sunmak yerine kültür, gelenek görenek, mimari, çiftlik hayatı, gökyüzü,
alabildiğine doğa sunarken Asi dizisi de efsane oldu..
Resimlerde gördüğümüz canlıları hiç olmazsa ekranda
hareket ederken gördük, seslerini dinledik Asigiller’in, Demirgiller’in
yaşadığı çiftlikte.
Tarihin içine girdik Asi ile. Tarihin her katmanında
gezindik. Sanatından, inanç sistemlerinden, kültürlerinden esip geçtik. Sadece
yoz bir sevgi, kuru bir dizi izlemedik.
Biz bir diziyi sevdik ama dizinin yapımcıları o
diziyi bizim kadar sevebildi mi emin değilim.
Bu nasıl bir sanal ortamdı ki, kurguydu ki Hatay
gibi küçük ama her konuda çok zengin bir yerde geçiyor olması bile bizim
bağlılığımızı arttırdı, sade ve kır tarzı giysiler, has deriden çizmeler,
gönden çantalar, lastik çizmeler görmeyi, lame, yüksek ökçeli, açık, şık
ayakkabılara; pahalı, vitrinden henüz çıkmış gibi duran, parlak şaşaalı
giysilere, takılara yeğledik.
Doğallığın tadını çıkardık. Doğal olanı aslında
nasıl da özlediğimizi ve beklediğimizi hatırladık, hatırlattık.
Asi’nin kemikleşmiş izleyici kitlesi olarak
adlandırılan bizler, sanırım ilhamlara da vesile olduk. Yeni Asiler için
ilhamlar verdik. Asi’nin neden sevildiğine dair bir akıl yürütme, en kısa
yoldan Hatay, çiftlik gibi hep bahsettiğimiz ögeleri sonuç olarak
verebilir. O halde Hatay’da çekilecek yeni ve Asimsi dizilerin, Asi’den
daha fazla sevileceği de kolaylıkla düşünülebilir.
Böyle düşünenler olmuş olmalı. Asi ile ilgili
hepimizin bildiği bir sitede, Asi sonrası diziler ele alınıyor. Zaman zaman
okuyorum arkadaşların izlenimlerini. Hiç birisi Asi olamıyor, olsa olsa Asi’nin
çekildiği yerlerde çekilen yeni bir dizi olmaktan öteye gidemiyor yazılanlardan
çıkardığım sonuca göre..Çoğunun, alıştığımız mekanlarda, yerlerde yabancıları
görmesi yada o dizideki birer yabancı olarak görmelerini yadsıyan satırlarını
okurken aynı şeyleri düşündüğümüzü hissediyorum.
Neden mi? Çünkü Asi sadece Hatay’dan ibaret değildi.
Hatay’ın olağanüstü havasıyla yoğrulmuş kültürüyle renklenmiş, yemekleriyle
lezzetlenmiş, tabiatıyla kokmuş o dizi, tüm bunların bir kokteyliydi,
karışımıydı ve senaryosu bambaşkaydı. Belki tamamen bir tesadüf, planlanmamış,
hesaplanmamış bir kartopuydu Asi , beklenmedik bir çığa dönüşen. Öyle bir çığ
ki hala önünde durmak zor. Çağıl çağıl tepeden akarken, hiç bir bent önünde
duramıyor. Yani hiçbir benzer oluşum, dizi benimsenemiyor, kar taneleri gibi
savruluyor.
ACEMIDEMIRCI, 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder