Bitmişlikten bitmemişliğe, başlangıçlara
tersine asi akışlar
Eskiler bilirlerdi ki Asi Nehri ters
akar.
Hiç yalan söylediği var mıdır eskilerin?
Onlar ne söylerlerse doğru çıkmaz mı?
Biz de belli bir yaşa gelince anlamaz
mıyız onların doru mu doğru söylediklerini.
Ve tutturmaz mıyız bir şarkı;
“Annemi daha iyi anlıyorum” diye
dizelenmiş.
“Bir dizi izledik hayatımızda bir dizi
değişiklik oldu” diye yazmıştım evvelce. Artık silinmiş, yitmiş, kapanmış
sayfalarda, sitelerde.
O dizi, bizim dizimiz Asi’ydi elbette.
Asi Nehri gibiydi adı.
Adını Asi Nehri’nden alan Asi dizisinin
izleyicileri de birer Asi Nehri.
Dizilerin bitmesiyle orda yakalanmış
içtenliklerin, soylu sevgilerin, kültürel verilerin, tarımın canlı olarak
seyrinin, aile dayanışmasının içimize kök salmış sevgisinin bitmeyeceğini,
bitmek ne kelime belli bir olgunluğa ererek dallanıp budaklanacağını göstermiş,
hep de gösterecek kadim izleyicileriz.
Bir dizi biterse geride yeni yapılan
onlarcası var demesini bilemeyenleriz.
Asi dizisinin asi nehriyiz biz.
Bitmişlikten bitmemişliğe, başlangıca,
başlangıçlara akıyoruz.
Hala burnumuza eskimiş koca çiftliklerin
köhnememiş taş evlerinin büyük mutfaklarında pişen Hatay yemeklerinin kokusu
geliyor.
Hala çiftliğin önünde uzanıp giden
palmiyeli yolun gölgesi aklımıza düşünce, içimize de bir serinlik düşüyor.
Ayak izleri çoktan silindi gitti
çiftliğimizin kızlarının.
Asi’nin, zarif ve kırılgan Defne’nin, Aslan’ın,
diğerlerinin.
Ama bizim yüreklerimizdeki ayak izleri
silinmiyor.
İz düşümleri işte bu satırlara kelime
olup düşüyor.
Acemi Demirci, 18.05.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder