3 Kasım 2012 Cumartesi

Hep sürecek bir öykü: ASİ'ye


Nesil Reklamlara kadar işledi “Yeni nesil”  kavramı. Yeni nesil ile kast, daha yeni, daha güncel olanı anlatmak. Bir ölçüde daha iyiyi belki.

Bir roman yazıldı uzaklarda bir yerde. Nesiller önce. Adı Aşk ve Gurur idi.

Bir bilinmedik aşk yaşandı Anadolu topraklarında. Bereketli, sıcak, her yanı başka güzellikte Hatay Ovası’nda. Belki de aşkın kahramanlarından biri, bir vasiyette bulundu kızına. “Anlat bu öyküyü” diye öykündü anlatılmış öykülere.

Kaç  neslin yaşanmışlığı birleşti. Uzaklardaki roman çıkış oldu. Hatay’daki aşk da esas oldu. Ters akan, bulanık sulu Asi kenarında yeşerdi bu harmanlama. Tarlalarda, kırlarda, ovalarda, dağ esintili çiftliklerde. İlk tohum bir Cuma günü saat 20:00’de atıldı. Sihirli bir müzikle.
Bir yeşerdi ki tohumlar. Ormanlara taş çıkartırcasına. Ulu ağaçlarla donandı sayfalar Asi Nehri kenarında filizlenen sevdanın peşinden. Her biri farklı topraklardan ağaçlardı.  Kimi fide Ankara’dan kimi İstanbul’dan, Bursa’dan , ya da yurt dışından.

Rugan ayakkabılar da aşka yürüdü, çamurlu lastik çizmeler de. Toprağa bulanmış, çapa yapmış, kazma tutmuş, avuçları yara olmuş bir kızın eli ile İstanbul’da masa başında kalem tutmuş  ardından ata topraklarındaki  çiftliğine dönmüş bir yıpranmamış delikanlı eli günden güne birbirine uzandı. Toprak kokan el ile avucunda geçmiş saklı el birleşti. O an, sihirli müziğin en coşkulu notaları döküldü.

Kaç neslin bir solukta anlatıldığı Asi kenarında yeşeren aşk öyküsü bir nesillik de olmadı, yeni nesillik de olmayacak kesin.  Nesillerin öyküsü o.

Acemi Demirci, 07.08.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder